TBMM Genel Kurulunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2024 yılı bütçeleri üzerinde İYİ Parti milletvekilleri söz aldı.
İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, 2024 yılı bütçesinde faiz ödemesi için ayrılan paranın 1 trilyon 254 milyar lira, Kültür ve Turizm Bakanlığına ayrılan bütçenin ise sadece 38 milyar 964 milyon lira olduğunu söyledi.
Hükümetin, 2024 yılında ödeyeceği faizin sadece yüzde 3’ü kadar bir miktarı Kültür ve Turizm Bakanlığına ayırdığını belirten Ergun, “Sadece bu iki rakam dahi bu bütçenin hizmet bütçesi değil, bir faiz bütçesi olduğunu gözler önüne sermektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığına ayrılan bu bütçeyle deprem bölgesinde zarar gören tarih ve kültür varlıklarını dahi ayağa kaldırmak mümkün değildir.” dedi.
Ergun, Türkiye’nin gelir kalemlerinde önemli bir yer tutan turizm sektörü için, Kültür ve Turizm Bakanlığına ayrılan bütçeyle On İkinci Kalkınma Planında ve orta vadeli programda hedeflenen rakamları yakalama ihtimalinin bulunmadığını öne sürdü.
Turizmde belirlenen hedeflere ulaşmak için küresel rekabetin şartları açısından Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin artırılması gerektiğinin altını çizen Ergun, şunları kaydetti:
“Turizm, milli menfaatlerimiz doğrultusunda ve siyaset üstü bir bakış açısıyla ele alınmalıdır. İktidarın önümüzdeki dönemde cari açığı kapatmak için turizme çok önemli bir rol yüklediği anlaşılmaktadır. Zira On İkinci Kalkınma Planında 2028 yılı toplam turizm gelirlerinin 100 milyar dolar, turist sayısının ise 82,3 milyon kişi olması hedeflenmiştir. Üzülerek ifade etmeliyim ki, bu rakamlara ulaşmak mevcut politikalarla mümkün değildir.”
İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli, yüksek Türk kültürü ve Türk kahramanlığıdır.” sözünün esasında Türk devlet geleneğinin ve kadim Türk medeniyetinin, geleceği inşa etmek bakımından en önemli başucu kaynağı olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
Türk kültürü ve zengin Türk medeniyetinin bu topraklarda, binlerce yıl boyunca uygarlıkların beşiğinin bu coğrafyada hüküm sürdüğünün altını çizen Zorlu, şöyle konuştu:
“TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi, Atatürk Araştırma Merkezi içerisinde kurulmuş, faaliyet gösteren, dünyada bu çabaları yürüten, diaspora çalışmalarımızın faydalı olanlarını elbette destekliyoruz. Bu kuruluşlarımızın faydalı faaliyetlerinin yanı sıra asla kabul edemeyeceğimiz karar ve uygulamalarını da dikkatle takip ediyoruz. Türk dilinin, kültürünün, tarihinin ve dahası Türk dünyasının geniş coğrafyasının keşfedilmesi, tanıtılması, dünyaya aktarılması gayesi bu kuruluşların vazgeçilmez gayesi haline gelmiştir. Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılında en etkili faaliyetleri yapması gereken bu kuruluşlarımız, maalesef istediğimiz ölçünün çok gerisinde kalmıştır.”
İYİ Parti İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bütçe sunuşunda belirtilen hususlar ile gerçek durum arasında çelişkiler olduğunu söyledi.
Bakanlığın temel hedefinin istihdamı, işçileri ve işverenleri korumak olduğunun belirtildiğini ancak orta vadeli programda ortaya konulan sıkı para politikası ve artan faizlerin istihdam ve işçi sınıfı için tam tersi bir tabloyu ortaya koyduğunu ileri süren Kırkpınar, “Politika faizinin arttığı ve yüzde 24’e çekildiği 2018’de 2 milyon işçi işsiz kaldı. Merkez Bankası geçtiğimiz ay Para Politikası Kurulu toplantısının ardından politika faizini 500 baz puan artırdığını ifade etmişti. Bugün itibarıyla, politika faizi 250 baz puan daha artırılmış oldu.” dedi.
Kırkpınar, Bakanlık tarafından hazırlanan sunuşta meslek hastalıklarını önleme amaçlı yapay zeka destekli tahminsel model uygulamasının geliştirildiğinin belirtildiğini ancak Sosyal Güvenlik Kurumunun meslek hastalıklarını kayıt altına dahi alamadığını iddia etti.
“Mesleki eğitim ülkemizde de öncelikli eğitim faaliyeti olmalıdır”
İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban ise mesleki eğitimin, bir zincirin halkaları gibi olduğunu, zincirin ilk halkasının eğitimi verilecek mesleğin standardı, son halkasının ise o mesleğin yeterlilik belgesi olduğunu söyledi.
Bu açıdan bakıldığında meslek analizinin, mesleki kodlama gibi meslek standartlarının temel öğelerinin zincir içinde oldukça önemli bir yerinin bulunduğunu anlatan Gürban, “Ülkemizdeki mesleki eğitim sisteminin önündeki en büyük engel belli kitlelerin zorlamış olduğu ikincil eğitim dayatmasıdır. Mesleki eğitim tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de öncelikli eğitim faaliyeti olmalıdır. Meslek standartları ve belgelendirme sistemleri mesleki eğitim sisteminin ihtiyaç duyduğu temel gerekleri sağlama noktasında vazgeçilmez bir unsurdur.” dedi.
Gürban, Türkiye’de mesleki eğitimin paralelindeki meslek standartları konusunda yapılan çalışmaların yetersiz olduğunu, mesleki eğitim hedefleri bazında yaşanan olumsuzlukların meslek standartları ve belgelendirme sistemlerinin etkin kullanımıyla aşılabileceğini ifade etti.
Meslek standartlarının oluşturulması, uygulanması ve değerlendirilmesi konularında akademik çalışmalara önem verilmesi gerektiğini vurgulayan Gürban, “OECD ülkelerinde çalışanların eğitim düzeylerinin sürekli artış içinde olduğu görülmektedir. Ülkemizde mesleki eğitimde eğitim-istihdam ilişkisi, yüksek beceri gereksinimleri, mesleki tanım ve standart konusunda ciddi eksiklikler vardır. Birçok kişi herhangi bir eğitim almaksızın mesleğe girmektedir, mesleklerini deneme yanılma yoluyla öğrenmektedir. Mesleki eğitimdeki ileri teknolojik değişimler yeni beceri ve bilgi ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır.” diye konuştu.