Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul’da Uluslararası Özel Sermaye Yatırım Konferansı’na katıldı. Konferans sonrası Cevdet Yılmaz basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Yılmaz, “Önemli bir yatırım toplantısına eşlik ettik. GlobalTürk Kapital’in ev sahipliği ve üyelerinin dünyada 2 trilyon dolara yakın varlığı yönettiği küresel özel sermaye birliğinin stratejik ortaklığıyla düzenlenen bir toplantıydı bu. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisimizin desteklediği Türkiye ve çevresinde yatırım yapan özel sermaye yatırım fonları konferansının 5’incisi bugün İstanbul’da gerçekleştiriliyor. Burada konuşmacı olarak 40’ın üzerinde üst düzey fon temsilcisinin temsil edileceğini ifade edebilirim. Konuşmacıların temsil ettikleri fonların toplam tutarı 200 milyar doların üzerinde. Konferansta yatırım stratejileri ele alınacak. Bugünün ve geleceğin yatırım temaları konuşulacak. Nasıl daha fazla yatırım çekilebileceği tartışılacak. Özel kredi ve fintek araçları yine gündemde olacak. Alternatif finansman araçları, özellikle krediye erişimde zorluk yaşayan şirketler için alternatif finansa erişim araçları konuşulacak. Girişim teknolojileri konusunda yatırım fırsatları ele alınacak. Firmaların yerel ve sınır ötesi satın alma stratejileri gündemde olacak. Borsa İstanbul’da halka açılma fırsatları şirketler için değerlendirilecek diğer konu olacak. Bilindiği üzere elverişli bir yatırım ortamı kapsayıcı ve sürdürülebilir bir büyümenin de omurgasını oluşturmaktadır. İyi bir yatırım ortamı sağladığınızda iç yatırımlar canlandığı gibi dışarıdan da birçok yatırımcı gelip ülkenize yatırım yapmaktadır” dedi.
“SON 20 YILDA 260 MİLYAR DOLAR DOĞRUDAN ULUSLARARASI SERMAYEYİ TÜRKİYE CEZBETMİŞ DURUMDA”
Yılmaz, “Türkiye üç kıtayı birleştiren stratejik konumuyla Asya merkezli üretim ağına alternatif arayışlarında giderek daha fazla ön plana çıkmaktadır. Burada bunun da somut bir göstergesinden bahsediyoruz. Nitekim son 20 yılda büyük oranda bir doğrudan yabancı sermaye çektiğimizi de vurgulamak isterim. Son 20 yılda 260 milyar doğrudan uluslararası sermayeyi Türkiye cezbetmiş durumda. Bugün itibariyle ülkemizde 80 bin civarında uluslararası şirketin faaliyet gösterdiğini ifade etmek isterim. Biz hep altını çiziyoruz; Bir firma gelip ülkemizde yatırım yapıyorsa, ülkemize teknoloji getiriyorsa, istihdam sağlıyorsa, ihracatımızı, refahımızı artırıyorsa o firmamız olarak görüyoruz. Firmalar arasında hiçbir ayrım yapmadan bütün firmalarımızı eşit şartlarda yarıştırıyoruz” şeklinde konuştu.
“ÇOK DAHA FAZLA UZUN VADELİ KAYNAĞIN TÜRKİYE’MİZE GELECEĞİNİ VE YATIRIM YAPACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ”
Cevdet Yılmaz, “Çok uluslu şirketlerin yakın bölgelerde konumlanma, bölgeselleşme ve ürün çeşitlendirme stratejileri doğrultusunda Türkiye’ye olan ilgilerinin her geçen gün artacağını rahatlıkla ifade edebilirim. Dayanıklı ve hızlı büyüyen ekonomimiz, iş ve yatırım ortamını iyileştiren politikalarımız nitelikli iş gücü havuzumuz jeostratejik konumumuz ve güçlü altyapımız bu sermayenin doğrudan ve uzun vadeli sermayenin Türkiye’ye daha fazla gelişi önemli avantajlarımız olarak ortaya çıkmaktadır. Burada tabii şunun da altını çizmek isterim, Mayıs ayında yaşadığımız seçimlerle siyasi belirsizliklerin ortadan kalkması, yine geçtiğimiz dönemde açıkladığımız orta vadeli program ve meclisimize sunduğumuz 12’inci kalkınma planıyla politika belirsizliklerini de ortadan kalkmasıyla Türkiye’de yatırım ortamının ana çerçevesi de son derece iyileşmiş durumdadır. Siyasi belirsizlikleri azaldığı, güven ve istikrarın pekiştiği bir ortamda politika belirsizliklerinin de çeşitli dökümanlarla ve yenilenen güncellenen politikalarla ortadan kaldırıldığı bir ortamda önümüzdeki dönemde çok daha fazla uzun vadeli kaynağın Türkiye’mize geleceğini ve yatırım yapacağını düşünüyoruz. Bunun işaretlerini şimdiden görüyoruz. Bu hızlanarak devam edecektir” diye konuştu.
“SOSYAL REFAHI ARTTIRMAK, KALICI BİR ŞEKİLDE GELİŞTİRMEK, SOSYAL ADALETİ ARTTIRMAK EN TEMEL HEDEFLERİMİZDEN OLACAKTIR”
Cevdet Yılmaz, “2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programımızda yatırım ortamını iyileştirmek ve yatırımcılar için öngörülebilirliği artırmak için gerekli adımlara yer verilmiş olup en kısa sürede bu adımları da hayata geçirilecektir. Para politikaları ve maliye politikalarının yanı sıra yapısal reformlarla da yolumuza devam edeceğiz. Ve bu anlamda iş ve yatırım ortamını iyileştirmek yapısal reformlarımızın ana eksenlerinden birini teşkil edecektir. Amacımız yatırımların kalitesini ve çeşitliliğini arttırarak daha fazla katma değer üreten bir Türkiye oluşturmaktır. Türkiye yüzyılında adım adım hedeflerimize yürürken sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği vizyon çerçevesinde 2053 ve ötesine geçen vizyon çerçevesinde ülkemizi büyütürken dış dünyadan da daha fazla kalıcı sermayeyi cezbetme çabalarımızı devam ettireceğiz. Bir taraftan dünya ekonomisinden daha büyük pay alırken diğer taraftan kapsayıcı ve istikrar içinde enflasyonun da düştüğü bir ortamda istikrar içinde büyüyen bir ekonomi inşa edeceğiz. Ve bütün bunların sonucunda da sosyal refahı arttırmak, kalıcı bir şekilde geliştirmek, sosyal adaleti arttırmak en temel hedeflerimizden olacaktır” ifadelerini kullandı.